puce, mavera'nın odasında kendince eğleniyor, geyik yapıyordur. mavera bir kahkahadan diğerine geçerken saçmalar ve ışığı kapatır..
puce: napıyosun ya açsana şunu.
mavera: ya dur seni görünce gülesim geliyo.
20110727
20110625
otuzdört- sarhoş beyni feat. ceza
uzun yollar boyunca bildiğim geçtiğim türlü tatları defalarca duyduğum vahşi kokuları pişmanlık kokusunu duydun mu mesela sen hiç duydun mu rüyalarında flaşlar patlar işte o zaman durmadan beyninde dolaşır aptal sen o seni iyi tanıyorsun bazen çok yakın oluyosun ona o seni hiç de hafife almıyorsun ne kadar değerliydi her an beni sakın dinleme anlamayacaksın diyor cevapsız mı kalacak istedikleri şimdi? mümkün mü bu hem de sen aptal senle sevişirken onun aksine çok severken aptalın da tadının olduğunu bilirken mümkün mü. biliyorsun değil mi vazgeçilmez demek bir şey ifade eder, vazgeçemezsin.
...
...
20110604
otuzüç- bu.çok.ani.oldu- vol.9
20110603
otuziki- bu.çok.ani.oldu- vol. 8
puce'un nedendir bilinmez müzik merakı alevlenmiştir. mavera flüt çalışırken yanına gider. notalara bakarken nota okumayı unuttuğunu (!) farkeder ve içlenir...
puce: of mavera bana öğretsene şunu bi daha.
mevare: tamam kolay ya. (porte çizer üstüne notaları ve isimlerini yazar) al bunu ezberle öğrenirsin. karışık sorucam sonra.
puce: iyi tamam.
bir iki baktıktan sonra puce'un gözü eserlerdeki italyanca terimlere takılır. bir eserin başında yazan "andante"nin ne anlama geldiğini sorar:
puce: peki bu neydi ya biliyodum ama(..hede)?
mavera: andante senin anlıcağın işte çok hızlı olmayan demek oluyo.
puce: ne kadar hızlı yani pardon.
mavera: normalde yürüyüş hızı diye tanımlanır ama senin durumunu düşünürsek.. hım.. mesela andante çalsan baya bi hızlı çalarsın.
puce: niye?
mavera: çünkü baya bi hızlı yürüyosun.
puce: anladım.
----------------------
puce o gazla orgun başına filan oturur şarkı çıkarmaya çalışır.
puce: ya şu şarknın çıkaralım hadi altyapısını sen daha çabuk yaparsın.
mavera: dur şimdi.
puce: ya hadi be.
mavera: çekirdek yiyorum bi dur.
puce: odayı terkeder.
20110528
otuzbir-bu.çok.ani.oldu-vol.7- (başlık ve içerik cidden alakasızdır, geçiniz.)
tabi kısa süreliğine ülkemize ayak bastık. arkadaşlara kardeşe kavuştuk, geyikler çoğaldı. yazıyorum, hani kendim unutmayayım, amaç o.
-şimdi malum, mezun olduk filan. arkadaşlar kına düğün yapıyorlar, gidiyoruz. maverayla birlikte katıldık ikisine de. e maveranın incileri de dökülmeye başladı gider gitmez... bu kızımının beli ağrıyormuş meğerse yaşa başa bakmadan, terbiyesiz (bele diyorum). neyse, annem de tecrübelidir bu konularda, kremdir efendim korsedir her türlü materyal vardır bizim evde. bi süredir korseyle gezmekteydi mavera bu yüzden, canım. kına gecesindeyiz önce.. diyaloglar:
1.
puce: noldu be yüzün düşük eğlensene kızım.
mavera: yau belim ağrıyo şu halime baksana ayol michelin'in maskotuna döndüm!
puce: vghfghjghjmghj.
2.
(mavera kına gecesine bi klasik müzik konserinin hemen ardından katılmıştır, kendisi de flüt çalar. puce kına gecesinde çalan oyun havası tarzı eserleri kastederek yorum yapar.)
puce: bu gecede baya bi fark yaşadın mavera dimi.. ya düşünsene bu ortamda flüt çalıyomuşsun aha hoş olurdu. teyzeler "ayyyy ne biçim kınaydı ayol bu öyle piiii, oynak bişeyler yok mu" derlerdi.
mavera: haha evet ya, baya KINArlardı bizi.
puce: aman ya, of ya, of..
3.
(düğündeyiz bu sefer. şarkıcı sanatını icra ediyor.)
şarkıcı: güvercin uçuverdi.
mavera: evet.
puce: güzel.
şarkıcı: kanadın(ı) açıverMİŞ.
mavera: (puce'a döner) ha haberimiz yok yani!
puce: hahahagdhksgdjksgfdjhsk......(ve ardından pıt diye düşer)...
bekliyoruz incilerin devamını, olursa yazacağım. oy.
-şimdi malum, mezun olduk filan. arkadaşlar kına düğün yapıyorlar, gidiyoruz. maverayla birlikte katıldık ikisine de. e maveranın incileri de dökülmeye başladı gider gitmez... bu kızımının beli ağrıyormuş meğerse yaşa başa bakmadan, terbiyesiz (bele diyorum). neyse, annem de tecrübelidir bu konularda, kremdir efendim korsedir her türlü materyal vardır bizim evde. bi süredir korseyle gezmekteydi mavera bu yüzden, canım. kına gecesindeyiz önce.. diyaloglar:
1.
puce: noldu be yüzün düşük eğlensene kızım.
mavera: yau belim ağrıyo şu halime baksana ayol michelin'in maskotuna döndüm!
puce: vghfghjghjmghj.
2.
(mavera kına gecesine bi klasik müzik konserinin hemen ardından katılmıştır, kendisi de flüt çalar. puce kına gecesinde çalan oyun havası tarzı eserleri kastederek yorum yapar.)
puce: bu gecede baya bi fark yaşadın mavera dimi.. ya düşünsene bu ortamda flüt çalıyomuşsun aha hoş olurdu. teyzeler "ayyyy ne biçim kınaydı ayol bu öyle piiii, oynak bişeyler yok mu" derlerdi.
mavera: haha evet ya, baya KINArlardı bizi.
puce: aman ya, of ya, of..
3.
(düğündeyiz bu sefer. şarkıcı sanatını icra ediyor.)
şarkıcı: güvercin uçuverdi.
mavera: evet.
puce: güzel.
şarkıcı: kanadın(ı) açıverMİŞ.
mavera: (puce'a döner) ha haberimiz yok yani!
puce: hahahagdhksgdjksgfdjhsk......(ve ardından pıt diye düşer)...
bekliyoruz incilerin devamını, olursa yazacağım. oy.
20110509
otuz
zevkle yanılmak! olacak şey mi. bize hep yanılmamak için doğruyu seçmek öğretildi. yanlış yapma, üzülen sen olursun. hataların varsa bile ders almayı bil, yanlışı tanı-doğruyu gör. peki kim istedi tüm bunları? annemiz mi, öğretmenimiz veya aile dostumuz mu; arkadaşlarımız mı, sosyal sistem mi, ya da daha genel bakalım, insanlar mı. evet, insanlar istemiş olmalı. kafamıza bu kadar kazındıysa başka kimin talebi olabilir ki bu. iyi de, birbirimizi himaye altına almaya neden bu kadar meyilli bir canlı türüyüz. görecelilik yanılgıya da hakim güzelliğe oldugu kadar. hak ihlali içermiyorsa şayet, gerçekleşmiş yahut gerçekleşiceği düşünülen yanılgıya karışma taraftarı değilim. özgür bırakılmalı birey, ki yanılsın.
bir de,
bu akşam o kadar bulutlu ki hava, hava beyaza bulutlar maviye dönmüş. penceremden bakınca ağacın ardında görüyorum bir tanesini, tabii yanılıyorum. biliyorum oysa o küçük mavinin bulut olmadığını, ama onu bulut kabul ediyorum! bile bile ve zevkle yanılıyorum..
bir de,
bu akşam o kadar bulutlu ki hava, hava beyaza bulutlar maviye dönmüş. penceremden bakınca ağacın ardında görüyorum bir tanesini, tabii yanılıyorum. biliyorum oysa o küçük mavinin bulut olmadığını, ama onu bulut kabul ediyorum! bile bile ve zevkle yanılıyorum..
yirmidokuz
şimdi küsmüşsündür bana sen. susarak zırvalamayı denedim, olmuyomuş. yalnız beynimdeki labirentte yolunu kaybetti kelimeler. konuşsam da zırvalayamam. zırvalamak için düşünmek lazım. öyle kolay zırvalanmıyo işte! düşünceliyim, ne kadar belli? bkz.
düşünce düşünce düşünür: "nerdeyim ben" der, "düş olmasın sakın".
düşünce düşünce düşünür: "nerdeyim ben" der, "düş olmasın sakın".
20101203
yirmisekiz- mv
mavi korkutur mu insanı. bu kadar mavi olduğunda? belkiler fazla gelmeye başlar mı hiç. sorular mı getiriyor bizi buraya. soru işaretleri bile yok oysa. hep sorular vardı aklımızda. dillendirdiğimiz doğruları görüyorduk. usulca geçiyorlardı hayatımızdan. sesleri az duyuluyordu. maviydiler. bağırmalarını istiyorduk bazen. bazen öylece durup bakmalarını. tamam deyip geçiştirmeyi umuyorduk. sonra koyulaşmaya başlıyordu mavi. rahatsız etmiyordu ama.. düşündürüyordu. şimdiye kadarki bakışlar gökyüzüne. bu kadar mavi miydi? görmek istediğini mi görüyor insan. belki de.
20101110
yirmiyedi- andy's moments
...
silas: yeah.. sure death is no big deal. because life is just bla bla bla!?
andy: look silas, life is just bla bla bla. you hope for bla. and sometimes you find it, but mostly it's bla, and waiting for bla. and hoping you are right about the blas you made. and then, just when you think that you got the whole bla damn thing figured out and surrounded by the ones that you bla, death shows up. and bla bla bla.
silas: alright. let's do this.
shane: that was good.
andy: I have my moments..
...
20100706
20100330
yirmibeş/-bu.çok.ani.oldu vol.6-
puce: mavera bak annem arjantin elma almış sen çok seversin.
mavera: (şok) arjantin'den ev mi almış!?
puce: elma diyorum, elma.
(not: puce hızlı konuşur.)
-------
puce başağrısı dolayısı ile alacağı ilaç hakkında soru sormaya çalışır:
puce: ya bi saniye bu hap kaç megapiksel?
mavera: kaç olsun?
-------
mavera: abla içinden bi şarkı düşün bakiyim hissedebilecek miyim?
puce: e yuh?
mavera: tamam ya sınır koyiim nirvana?
puce: (içinden düşünmesi gerektiğini unutur) tamam düşündüm. pennyroyal tea? (düşünceler, düşünceler...) ya pardon.
mavera: tamam ya. tamam.
mavera: (şok) arjantin'den ev mi almış!?
puce: elma diyorum, elma.
(not: puce hızlı konuşur.)
-------
puce başağrısı dolayısı ile alacağı ilaç hakkında soru sormaya çalışır:
puce: ya bi saniye bu hap kaç megapiksel?
mavera: kaç olsun?
-------
mavera: abla içinden bi şarkı düşün bakiyim hissedebilecek miyim?
puce: e yuh?
mavera: tamam ya sınır koyiim nirvana?
puce: (içinden düşünmesi gerektiğini unutur) tamam düşündüm. pennyroyal tea? (düşünceler, düşünceler...) ya pardon.
mavera: tamam ya. tamam.
20100303
yirmidört/-bu.çok.ani.oldu vol.5-
seviyorum ama kimi en tatlı grissini..
puce grissini'sini yerken mavera onu izliyordur puce artık heycan mı oldu nedir grissinisi ısırdığı yerden kopamayıp yere düşer. bunun üstüne puce:
puce: ay hiç beklemediğim bi yerden koptu.
mavera: (peyh modu) bırak ya inceldiği yerden kopsun.
----5dk sonra-----
mavera: bana grissini versene.
puce: hangi birisini desem.
mavera: kötü.
-----------------
puce, eye of the tiger ın alışılmadık derecede hoş coverlanmasına şaşırmıştır.
puce: bu şarkının böyle coverlanabileceğini tahmin etmezdim.
mavera: (ciddi ciddi) nasıl coverlanabileceğini tahmin dederdin?
puce grissini'sini yerken mavera onu izliyordur puce artık heycan mı oldu nedir grissinisi ısırdığı yerden kopamayıp yere düşer. bunun üstüne puce:
puce: ay hiç beklemediğim bi yerden koptu.
mavera: (peyh modu) bırak ya inceldiği yerden kopsun.
----5dk sonra-----
mavera: bana grissini versene.
puce: hangi birisini desem.
mavera: kötü.
-----------------
puce, eye of the tiger ın alışılmadık derecede hoş coverlanmasına şaşırmıştır.
puce: bu şarkının böyle coverlanabileceğini tahmin etmezdim.
mavera: (ciddi ciddi) nasıl coverlanabileceğini tahmin dederdin?
20100301
yirmiüç/-bu.çok.ani.oldu.vol.4-
fizy adlı garip mekandan just can't get enough adlı güzide şarkıyı açmaya çalışırken hüsrana uğrayan puce, of-ay şeklindeki bikaç serzenişte bulunur. bunu duyan mavera:
mavera: pause yok mu işte bas pause a?
puce: (tamamen duygusal) pause yok play var.
mavera: play e bas o zaman!
puce: (play e basar ve şarkı yine açılmaz.)
puce, çıkardığı küpelerini normalde durdukları yere değil de oturduğu kanepeye rastgele bırakmıştır. bir süre sonra yanına gelen mavera, acıma duygusundan en yoksun haliyle caanım küpelerin üstüne oturur. sonrasında:
puce: yaa napıyosun küpelerim var orda.
mavera: allaa sen de ortalıkta bırakmasaydın ozaman.
puce: ortalıkta mı bıraktım hayretsin cidden.
mavera: burası ortalık abla. (!?)
puce: evet biraz öyle hım.
(not: küpeler hayatta.)
mavera: pause yok mu işte bas pause a?
puce: (tamamen duygusal) pause yok play var.
mavera: play e bas o zaman!
puce: (play e basar ve şarkı yine açılmaz.)
puce, çıkardığı küpelerini normalde durdukları yere değil de oturduğu kanepeye rastgele bırakmıştır. bir süre sonra yanına gelen mavera, acıma duygusundan en yoksun haliyle caanım küpelerin üstüne oturur. sonrasında:
puce: yaa napıyosun küpelerim var orda.
mavera: allaa sen de ortalıkta bırakmasaydın ozaman.
puce: ortalıkta mı bıraktım hayretsin cidden.
mavera: burası ortalık abla. (!?)
puce: evet biraz öyle hım.
(not: küpeler hayatta.)
20100219
20100218
yirmibir/-bu.çok.ani.oldu vol.3-
baba, thy web sitesinden ankara-van uçak biletlerine bakıyordur. derken muhabbet koyulaşır, anne ile baba fiyatlar iyimiymiş değilmiymiş olayına girer, neyse. sonra olay bir şekilde sonuca bağlanır. fakat o sırada annenin kucağına adeta bir kedi gibi yumulmuş olan mavera yaklaşık beş dakika önce daldığı uykusundan uyanıverir. anlamsız biçimde etrafına bakar ve:
mavera:(uykulu gözler, ısrarlı bakışlarla) biri karavan mı dedi!?
puce: ne karavanı be.
mavera: ya biri cidden karavan dedi duydum.
puce: tamam çok mu ayıp demiştir nolucak yani?
mavera: hayır niye durup dururken karavan diyosunuz hiç anlamadım.
puce: of peki ay (vs.)
----------yaklaşık on dakika sonra--------------------
baba nın başka bir havayolu şirketi fiyatlarını incelediği sırada mavera dan ses gelir:
mavera: aaaaaa buldum ya.
puce: (nası yani bakışı) ?
mavera: siz karavan diil ankara-van demişsiniz eveeet ben de diyorum nas.........
puce: hı.
mavera:(uykulu gözler, ısrarlı bakışlarla) biri karavan mı dedi!?
puce: ne karavanı be.
mavera: ya biri cidden karavan dedi duydum.
puce: tamam çok mu ayıp demiştir nolucak yani?
mavera: hayır niye durup dururken karavan diyosunuz hiç anlamadım.
puce: of peki ay (vs.)
----------yaklaşık on dakika sonra--------------------
baba nın başka bir havayolu şirketi fiyatlarını incelediği sırada mavera dan ses gelir:
mavera: aaaaaa buldum ya.
puce: (nası yani bakışı) ?
mavera: siz karavan diil ankara-van demişsiniz eveeet ben de diyorum nas.........
puce: hı.
20100115
yirmi/-bu.çok.ani.oldu vol.2
aile üyeleriyle salonda otururken:
anne (babaya der): ya şunun sesini kıssana biraz ne bu canım?
baba: yavaş konuşun.
puce&mavera&anne: dshjagha.
mavera: yine burnum üşüyo.
anne: sana bitane burunluk örücem o olucak. adı da burdiven olsun hıh.
mavera: -kopar-
anne: ne o yarın sınavın var diye triplerdesin?
mavera: hı triplex oldum.
puce: güzel.
mavera: anne diğer show u açsana ya (show tv)
anne: hangi show ya başka show yok ki!
puce: ozaman, şov bu şov bu şov?
(anne kumandayı maveraya atayım derken yere atar, kumanda ortadan 2ye ayrılır. o sırada salonda olmayan baba içeri girer..)
mavera: baba kumandaya bişi olduu.
baba: (nedense şok fakat emin bi ifadeyle) annen, ya da işte biriniz yere atmıştır.
anne (babaya der): ya şunun sesini kıssana biraz ne bu canım?
baba: yavaş konuşun.
puce&mavera&anne: dshjagha.
mavera: yine burnum üşüyo.
anne: sana bitane burunluk örücem o olucak. adı da burdiven olsun hıh.
mavera: -kopar-
anne: ne o yarın sınavın var diye triplerdesin?
mavera: hı triplex oldum.
puce: güzel.
mavera: anne diğer show u açsana ya (show tv)
anne: hangi show ya başka show yok ki!
puce: ozaman, şov bu şov bu şov?
(anne kumandayı maveraya atayım derken yere atar, kumanda ortadan 2ye ayrılır. o sırada salonda olmayan baba içeri girer..)
mavera: baba kumandaya bişi olduu.
baba: (nedense şok fakat emin bi ifadeyle) annen, ya da işte biriniz yere atmıştır.
20100110
ondokuz/-au revoir simone-
güzel şarkı. emre baydın ın bi şarkısına (afili olan) benziyo başlangıçta kızın söylediği yer. hayır bişiy olucağından deil, öylesine işte.
20100109
onsekiz/bu.çok.ani.oldu vol.1
yeni açılan çikolatacı:
- mavera: "melodi çukulata diye bi çukulata açılmış. çok güzel bişeymiş"
- pucé: "bhdcjhvs."
yürüyüşe çıkma evresi:
- pucé dolabını karıştırır ve her zamanki gibi eşofmanını bulamaz. sonrasında:
- mavera: "noldu?"
- pucé: "çıldırdım."
- mavera: "hı sen gelme o zaman."
- pucé: "?."
mavera dergi karıştırır:
- sharon stone'un, elinde bildiğiniz elmayla çekilmiş seksi fotoğrafına: "ayy. negüzel elma."
- adil ışık reklamına: "bunlar da baya adilisik.com ya!?"
mavera, pucé'a çay getirmek için mutfağa gider:
- (o sırada mutfakta olan) baba: "mavera sen de bi tek kendine müslümansın?"
- mavera: "evet. bi de ablam var."
20100108
onyedi/Jwocks vol.2
- koskoca karfurda bir çokokrem olmaz mı.
- bakkalda bile var.
- nutymax reklamı da güzelmiş.
- camları kızıl kahverengi gözlüğüm dışarıyı kızıla dönük kahverengiymiş gibi gösteriyo şarkı dinlerken klip çekiyorum filan.
- arthur iyi bir insan. cidden iyi.
- the days go. the days go.
20100107
20100103
onaltı/-kinder chocolate'ın acı sos etkisi-
20100102
onbeş/Jwocks vol.1
- saçmalar bir yaşına daha girdi.
- bugün 2 ocakmış meğer, ben 3 sanıyodum. acelem var.
- yeni yıla girince saatlerimden biri durdu, ne varsa heycan olucak. gençler bu duruma kal gelmek diyo.
- kar yağsın istiyorum, havada bulut yok.
- yıla foucault okuyarak başlamak ne kadar iyi bilmiyorum.
- hayır final tatilim, zaten okumam lazım.
- (düz mantık) yarın 3 ocak, bulunduğum şehir kurtuluyo bekleriz.
- ben de bigün kurtulucam kararlıyım.
- son 2 gündür dünyayı uzaydan izlemeyi hayal ediyorum. bazen olur.
- avatarı izledim baya güzeldi. 3boyutlusunu izlemedim pişmanım. onu da izlemeden ölmemeyi planlıyorum.
- matchbox twenty dinlememe anlam veremedim bi de şuan.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)