20090922

dokuz/ -bayıltıcı etkisi ile türksel 3ge-

reklamlardan gitmişken bir şey daha belirtmek isterim ve bahsedeceğim şey öyle sinir bozucu ki, bunu bütüün küplere binmelerimin, aahay şeklinde sıkılıp bulunduğum noktayı terkedişlerimin yegane sebebi olarak göstersem bile çok mantıksız birşey yapmış olmuyorum. konumuz yeni ve gereksiz türksel 3ge reklam serisi. tamam, kahramanların alakasızlığı belki de seyircinin aklında kalınası bişe olsun cart curt amacıyla yapıldı tahmin edebiliyoruz ama izleyen bazı seyircilerin kabusu olunası amacı da güdülmüş olabilir mi? -çünkü bu amaca yeteri kadar ulaşıldı- sabahtan akşama tv izleyen biri de değilim oysa ki ama izlediğim süre zarfında her yarım saatte bir inadına karşıma çıkıyor ve zırlayarak kanalı değiştirmek zorunda filan kalıyorum. bu nasıl bir şeydir. reklamsever bir insanımdır da. sarı antenli veletlerle de dalga geçmişliğimiz vardır ama sadece dalga geçmişizdir. bu seferki hidaayet ve yanındaki ne idiğü belirsiz -top toplayıcısı mı ne o?- bodur ve 'türksel üçge fargghi' diyip elektrobugimsi hareketler yapan insan benim sinirimi bozuyo. anlamsız repliklerden dolayı kendimi kötü hissediyorum. hiç gereği yok böyle şeylerin. (sinir efekti var burda: ayıp denen bişey var?) önümüzdeki 785 yıl karşıma çıkmamasını diliyorum, sonrasında çıkarsa da o yıllarda hiç bir algımın açık olmayacağı için pek problem olmayacaktır. sevgiler.

20090911

sekiz/ -we want the funk-

mastercard'ın 'priceless/paha biçilemez' serisi zaten güzeldi hoştu ve eğlenceliydi, ama bu son sırt çantası ve kankalar durumu nefismiş. hayır yani bu kadar mı iyi havaya girilir be çocuğum, her seferinde ekrandan gözümü alamıyor, eğleniyor, gülüyorum. bu paha biçilemez sanırım? kutlarım gençler. [şarkı: george clinton & parliament- we want the funk]
haydi hep beraber, http://www.youtube.com/watch?v=1cNDSPutas8 .