20101203

yirmisekiz- mv


mavi korkutur mu insanı. bu kadar mavi olduğunda? belkiler fazla gelmeye başlar mı hiç. sorular mı getiriyor bizi buraya. soru işaretleri bile yok oysa. hep sorular vardı aklımızda. dillendirdiğimiz doğruları görüyorduk. usulca geçiyorlardı hayatımızdan. sesleri az duyuluyordu. maviydiler. bağırmalarını istiyorduk bazen. bazen öylece durup bakmalarını. tamam deyip geçiştirmeyi umuyorduk. sonra koyulaşmaya başlıyordu mavi. rahatsız etmiyordu ama.. düşündürüyordu. şimdiye kadarki bakışlar gökyüzüne. bu kadar mavi miydi? görmek istediğini mi görüyor insan. belki de.

20101110

yirmiyedi- andy's moments


...

silas: yeah.. sure death is no big deal. because life is just bla bla bla!?
andy: look silas, life is just bla bla bla. you hope for bla. and sometimes you find it, but mostly it's bla, and waiting for bla. and hoping you are right about the blas you made. and then, just when you think that you got the whole bla damn thing figured out and surrounded by the ones that you bla, death shows up. and bla bla bla.
silas: alright. let's do this.
shane: that was good.
andy: I have my moments..

...

20100706

yirmialtı

ne kadar inanılmaz yaratıklarız
düşündükçe
deli oluyorum.

20100330

yirmibeş/-bu.çok.ani.oldu vol.6-

puce: mavera bak annem arjantin elma almış sen çok seversin.
mavera: (şok) arjantin'den ev mi almış!?
puce: elma diyorum, elma.

(not: puce hızlı konuşur.)
-------

puce başağrısı dolayısı ile alacağı ilaç hakkında soru sormaya çalışır:

puce: ya bi saniye bu hap kaç megapiksel?
mavera: kaç olsun?

-------

mavera: abla içinden bi şarkı düşün bakiyim hissedebilecek miyim?
puce: e yuh?
mavera: tamam ya sınır koyiim nirvana?
puce: (içinden düşünmesi gerektiğini unutur) tamam düşündüm. pennyroyal tea? (düşünceler, düşünceler...) ya pardon.
mavera: tamam ya. tamam.

20100303

yirmidört/-bu.çok.ani.oldu vol.5-

seviyorum ama kimi en tatlı grissini..

puce grissini'sini yerken mavera onu izliyordur puce artık heycan mı oldu nedir grissinisi ısırdığı yerden kopamayıp yere düşer. bunun üstüne puce:

puce: ay hiç beklemediğim bi yerden koptu.
mavera: (peyh modu) bırak ya inceldiği yerden kopsun.

----5dk sonra-----

mavera: bana grissini versene.
puce: hangi birisini desem.
mavera: kötü.

-----------------

puce, eye of the tiger ın alışılmadık derecede hoş coverlanmasına şaşırmıştır.

puce: bu şarkının böyle coverlanabileceğini tahmin etmezdim.
mavera: (ciddi ciddi) nasıl coverlanabileceğini tahmin dederdin?

20100301

yirmiüç/-bu.çok.ani.oldu.vol.4-

fizy adlı garip mekandan just can't get enough adlı güzide şarkıyı açmaya çalışırken hüsrana uğrayan puce, of-ay şeklindeki bikaç serzenişte bulunur. bunu duyan mavera:

mavera: pause yok mu işte bas pause a?
puce: (tamamen duygusal) pause yok play var.
mavera: play e bas o zaman!
puce: (play e basar ve şarkı yine açılmaz.)

puce, çıkardığı küpelerini normalde durdukları yere değil de oturduğu kanepeye rastgele bırakmıştır. bir süre sonra yanına gelen mavera, acıma duygusundan en yoksun haliyle caanım küpelerin üstüne oturur. sonrasında:

puce: yaa napıyosun küpelerim var orda.
mavera: allaa sen de ortalıkta bırakmasaydın ozaman.
puce: ortalıkta mı bıraktım hayretsin cidden.
mavera: burası ortalık abla. (!?)
puce: evet biraz öyle hım.

(not: küpeler hayatta.)

20100219

yirmiiki

photo

sevgili sürprizinin fena bişi olmadığını hep savunmuşumdur. ayrıca bugün başıma geldi ordan da biliyorum.
(:

20100218

yirmibir/-bu.çok.ani.oldu vol.3-

baba, thy web sitesinden ankara-van uçak biletlerine bakıyordur. derken muhabbet koyulaşır, anne ile baba fiyatlar iyimiymiş değilmiymiş olayına girer, neyse. sonra olay bir şekilde sonuca bağlanır. fakat o sırada annenin kucağına adeta bir kedi gibi yumulmuş olan mavera yaklaşık beş dakika önce daldığı uykusundan uyanıverir. anlamsız biçimde etrafına bakar ve:

mavera:(uykulu gözler, ısrarlı bakışlarla) biri karavan mı dedi!?
puce: ne karavanı be.
mavera: ya biri cidden karavan dedi duydum.
puce: tamam çok mu ayıp demiştir nolucak yani?
mavera: hayır niye durup dururken karavan diyosunuz hiç anlamadım.
puce: of peki ay (vs.)

----------yaklaşık on dakika sonra--------------------

baba nın başka bir havayolu şirketi fiyatlarını incelediği sırada mavera dan ses gelir:

mavera: aaaaaa buldum ya.
puce: (nası yani bakışı) ?
mavera: siz karavan diil ankara-van demişsiniz eveeet ben de diyorum nas.........
puce: hı.

20100115

yirmi/-bu.çok.ani.oldu vol.2

aile üyeleriyle salonda otururken:

anne (babaya der): ya şunun sesini kıssana biraz ne bu canım?
baba: yavaş konuşun.
puce&mavera&anne: dshjagha.

mavera: yine burnum üşüyo.
anne: sana bitane burunluk örücem o olucak. adı da burdiven olsun hıh.
mavera: -kopar-

anne: ne o yarın sınavın var diye triplerdesin?
mavera: hı triplex oldum.
puce: güzel.

mavera: anne diğer show u açsana ya (show tv)
anne: hangi show ya başka show yok ki!
puce: ozaman, şov bu şov bu şov?

(anne kumandayı maveraya atayım derken yere atar, kumanda ortadan 2ye ayrılır. o sırada salonda olmayan baba içeri girer..)
mavera: baba kumandaya bişi olduu.
baba: (nedense şok fakat emin bi ifadeyle) annen, ya da işte biriniz yere atmıştır.

20100110

ondokuz/-au revoir simone-



güzel şarkı. emre baydın ın bi şarkısına (afili olan) benziyo başlangıçta kızın söylediği yer. hayır bişiy olucağından deil, öylesine işte.

20100109

onsekiz/bu.çok.ani.oldu vol.1

yeni açılan çikolatacı:

  • mavera: "melodi çukulata diye bi çukulata açılmış. çok güzel bişeymiş"
  • pucé: "bhdcjhvs."

yürüyüşe çıkma evresi:

  • pucé dolabını karıştırır ve her zamanki gibi eşofmanını bulamaz. sonrasında:
  • mavera: "noldu?"
  • pucé: "çıldırdım."
  • mavera: "hı sen gelme o zaman."
  • pucé: "?."

mavera dergi karıştırır:

  • sharon stone'un, elinde bildiğiniz elmayla çekilmiş seksi fotoğrafına: "ayy. negüzel elma."
  • adil ışık reklamına: "bunlar da baya adilisik.com ya!?"

mavera, pucé'a çay getirmek için mutfağa gider:

  • (o sırada mutfakta olan) baba: "mavera sen de bi tek kendine müslümansın?"
  • mavera: "evet. bi de ablam var."

20100108

onyedi/Jwocks vol.2

  • koskoca karfurda bir çokokrem olmaz mı.
  • bakkalda bile var.
  • nutymax reklamı da güzelmiş.
  • camları kızıl kahverengi gözlüğüm dışarıyı kızıla dönük kahverengiymiş gibi gösteriyo şarkı dinlerken klip çekiyorum filan.
  • arthur iyi bir insan. cidden iyi.
  • the days go. the days go.

20100107

onaltı/-balkanlardan gelen-


soğuk hava dalgası.

dalgaya almak gibisi.



[iki dalga eder deniz]

20100103

onaltı/-kinder chocolate'ın acı sos etkisi-


+ iki paket (16 tane) kinder cikolatayı arka arkaya yiyince bir burger king acı sos etkisi yapması sizce de ironik değil mi?

- hayır ne zorun var yeme o zaman delimisin.
- a evet yapıyo.
- o deil de su içsen?
- abartmışsın.
- var mı böyle bişi ya.
- ironik.

20100102

onbeş/Jwocks vol.1

  • saçmalar bir yaşına daha girdi.
  • bugün 2 ocakmış meğer, ben 3 sanıyodum. acelem var.
  • yeni yıla girince saatlerimden biri durdu, ne varsa heycan olucak. gençler bu duruma kal gelmek diyo.
  • kar yağsın istiyorum, havada bulut yok.
  • yıla foucault okuyarak başlamak ne kadar iyi bilmiyorum.
  • hayır final tatilim, zaten okumam lazım.
  • (düz mantık) yarın 3 ocak, bulunduğum şehir kurtuluyo bekleriz.
  • ben de bigün kurtulucam kararlıyım.
  • son 2 gündür dünyayı uzaydan izlemeyi hayal ediyorum. bazen olur.
  • avatarı izledim baya güzeldi. 3boyutlusunu izlemedim pişmanım. onu da izlemeden ölmemeyi planlıyorum.
  • matchbox twenty dinlememe anlam veremedim bi de şuan.

ondört/-Alma-

Alma from Rodrigo Blaas on Vimeo.